2018 Ağustos. Koç Üniversitesi’nde yaz okulu sınavlarından yeni çıkmıştım. Mezuniyetim, bahar ve yaz dönemlerinde açılmayan anlamsız bir ders sebebiyle bir dönem uzamıştı. Güz dönemine devam etmek mecburiyetindeydim. Dışişleri Bakanlığı yazılı sınavına hazırlanıyordum. Üniversitede tüm derslerim İngilizceydi. O yıllarda ilgili sınav; ikisi İngilizce, diğer ikisi Türkçe olmak üzere Türkiye'nin iç ve jeopolitik sorunlarıyla ilgili makale yazımı ve metin çevirilerinden oluşuyordu. İyi bir İngilizceye sahiptim, diplomasi literatürüne de görece hâkimdim. Ancak Türkçeye hâkimiyetim, İngilizceye göre nispeten düşüktü. Makale yazmayı üniversitede ve İngilizce öğrenmiş olmam burada başlıca nedendi. Bu açığı kapatmak için bir yerde işe girmem gerektiğini düşündüm; beni Türkçe yazmaya zorlayacak bir yerde. Tabii o zamanlar çalışacağım yerin belli bir toplumsal prestiji, halk arasındaki haliyle bir “marka değeri” olsun istiyordum. Forbes Türkiye dergisine staj başvurusunda bulundum ve beni kabul ettiler. Hatta o zamanlar Koç Üniversitesi’nden mezun olup Türkiye’de medyada işe başlamama HR ekipleri şaşırmıştı.
İşe başlar başlamaz kendimi müthiş bir ekibin ortasında buldum. Nilgün Cavdar, Eyyüp Karagüllü, Handan Bayındır, Adil Uçar… Nilgün Hanım editörümdü; ilk günden bugüne bana sağladığı mentorluğun tarifi zor. Her şeyden önce kendisi bir kurmaca ustasıydı. İki sayfaya sıkıştırılmış 1000 vuruşluk bir dergi formatında sanat eserleri yaratırdı. En havalı başlıkları o atar, en çekici girişleri o yazardı. Yazılarının dönemi için bir büyüsü vardı. İyi bir okur, çok daha iyi bir yazardı. Eyyüp Bey geçici yayın yönetmeniydi; tedrisatını derginin efsaneleşmiş genel yayın yönetmeni Ayşe Burçak Güven’le birlikte çalışmıştı. Gerçekten bir aile gibi hissettiriyorlardı.

İlk işim, Türkiye'nin at yarışı sektörü üzerine bir araştırma dosyası kaleme almaktı. Ekipte herkes benimle dalga geçiyordu; samimi bir yerden, kişnemeler, esprili takılmalar havada uçuşuyordu. Çok yavaştım. Herkes çaya, sigaraya çıkarken ben saatlerce masamın başında çalışıyordum. Urfa’dan İzmir’e sektördeki tüm isimlerle konuştum. Forbes’u bilmeyen haber kaynaklarına, o dönem dergi Turkuvaz Medya çatısı altında olduğu için, “ATV’den arıyorum” diyordum. Komik yıllardı. Ay sonunda dosyayı bir şekilde bitirdim. Eyyüp Bey’in de çok yardımı oldu. Ve ay sonunda hiç beklemediğim bir şey yaptı: Haberin altına kendi adı yerine benim adımı yazdı. Kalbim yerinden çıkacaktı. İlk haberim Forbes’ta yayımlanmıştı. Ne desem boş. O an bir kırılma yarattı. Geleceğe ilişkin düşüncelerimin yer değiştirdiğini fark ettim. Diplomat olma hayalim kumdan kale gibi erirken, Türkiye’nin en iyi dergicisi olmak zihnimde dönmeye başlamıştı. Burçak Hanım’dan da yazı için onayı alınca sigaraya indim. İlk maaşım da hesaba yatmıştı. Yedi yıl önceydi.
Bugün? Yine Forbes’tayım. Ama bu sefer haberin kendisi olmuşum. Novus projesiyle unicorn olacağımız düşünülüyor. Milyonlarca dolarlık yatırım aldık, çeşitli değerlemeler yakaladık. Hepsi iş bazında birer kilometre taşı. Ancak duygu dünyamda, şu paylaştığım hikâyeyle boy ölçüşmesi zor.
Forbes'ta kaleme aldığım ilk yazı 2018 Ağustos'ta yayımlanmıştı. 2024 Ağustos'ta ise Forbes'ta haber olmuştum. Haberin detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.